Çocukken ellerimizdeki su tabancaları misali, ya da öldürmeyip yaralayan kuru sıkılar emsali almışlar kalemlerini ellerine, korku salıyorlar gelene geçene….
KURŞUNDAN KALEMLERİ, ağızlarında şantaj cümleleri…
“YA YAPARSIN YA DA YAZARIM” sözcükleri…
İstediklerini alamadıklarında ise tetiğe basmak için hazırda elleri…
“BEN BASINIM KORKACAKSINIZ BENDEN!”
“OLMAZSA DEDİĞİM MESULİYET KABUL ETMEM ÇIKACAK OLAN HABERLERDEN!”
Hangi birinden bahsedelim?
Şantaj, tehdit, menfaat ve çıkar odağında haberler yaparak, her gün gazetecilik mesleğini ayaklar altına alanlardan mı?
Kendini gazeteci sanan yalakalardan mı?
Yasama, yürütme ve yargıdan sonra 4. güç medyadır kanısından daha da güç alarak, gizliden yaptıkları tehditleri alenen yapanlardan mı?
İftira atmaktan utanmayıp, haberinin altına imzasını atamayanlardan mı?
Güçlü medya patronları istedikleri ihaleleri almak, kurumlara baskı yapmak, kendini öne almak için kullanıyorlar kalemlerini, gazetelerini, televizyonlarını, fotoğraf makinelerini…
Halkın doğru haber alma hakkını önleyen, karalamaya yönelik haberler ile basına olan güvenin sarsılmasına neden olan bu tetikçilere kim dur diyecek? Basının alnındaki bu kara leke ne zaman silinecek? Öyle bir sarsıldı ki medyaya olan güven, kurunun yanında yaş da çıtır çıtır yandı…
İşini hakkı ile yapmaya çalışan basın mensupları da tetikçilik ile suçlandı. Ayakta kalanların birazı aklandı çoğu yıkıldı kaldı….
“Ticaret eşittir Basın” denklemi ile karşı karşıyayız aslında…
Tarafsız haberciliğin zor olduğu Türkiye’de reklam gelirleri ile ayakta kalan medya görmez bazen olanı biteni, sipariş ile haber yapar olmayanı ve bitmeyeni…
Bir tarafta ayakta kalma mücadelesi verenler, bir tarafta ise tetikçilik ile servetine servet katmaktan çekinmeyenler…
Her şeye rağmen onuru ve gururu ile bu meslekten ekmeğini kazanan, mücadele eden, kurunun yanındaki yaş olup yanan gerçek basın mensuplarına SAYGI VE SEVGİLERİMİZİ SUNUYORUZ…
SİZ VAR OLMAYA DEVAM EDİN BİR GÜN SİLAHLAR SUSACAK…
HABERLERE KURŞUN SIKILMAYACAK….
Comments
comments