İşitme ve Konuşma Bozukluklarında Erken Tanı Paneli Gerçekleştirildi!

Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Okul Öncesi Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından “İşitme ve Konuşma Bozukluklarında Erken Tanı ve Erken Müdahalenin Önemi“ konulu bir panel gerçekleşti. 3 Aralık 2020 tarihinde YouTube kanalı üzerinden canlı yayınlanan panele konuşmacı olarak KAEÜ Rektörü Prof. Dr. Vatan Karakaya, İşitme-Konuşma Bilimcileri Derneği Başkanı ve Ankara Medipol Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi […]

Rektör Karakaya: “Birimizin Fazlalığı Diğerinin Eksikliğini Giderdiğinde Daha Mutlu Bir Toplum Olabiliriz”

3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle yapılan çevrim içi webinarın açılış konuşmasını KAEÜ Rektörü Prof. Dr. Vatan Karakaya yaptı. Engelsizlerin engellileri anlamaları gerektiğini dile getirerek konuşmasına başlayan Rektör Karakaya, fiziksel engelleri kaldırmanın ilk işleri olması gerektiğini ve bunu çok önemsediklerini söyledi. Kırşehir Ahi Evran Üniversitesinin YÖK tarafından Engelsiz Üniversite Turuncu Bayrak ödülüne layık görüldüğünü belirten Prof. Dr. Vatan Karakaya, KAEÜ’de eğitim gören engelli öğrencilerin engelsiz bir üniversitede yaşayarak rahat hareket edebildiğini vurguladı. Erişemeyenlerin hizmetçisi olmak gerektiğini ve engelli bireylerin daha konforlu bir hayat sürmeleri için ellerinden geleni yapmalarının önemini anlatan Rektör Karakaya, üniversitelerin bu konularda topluma yol gösterici olmaları gerektiğinin altını çizerek “Birimizin fazlalığı diğerinin eksikliğini giderdiğinde daha mutlu bir toplum olabiliriz.” dedi.

Belgin: “İşitme Cihazına İhtiyacı Olan İki Buçuk Milyona Yakın Vatandaşımız Var”

Rektör Karakaya’nın konuşmasının ardından panele geçildi. Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde dokuzunun hafif-orta-ağır düzeyde engelli olduğunu söyleyen İşitme-Konuşma Bilimcileri Derneği Başkanı ve Ankara Medipol Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Erol Belgin, bu rakamların dünya ortalamasının biraz üzerinde olduğunu kaydetti. İşitme cihazına ve işitme rehabilitasyonuna ihtiyacı olan iki buçuk milyona yakın vatandaşımız olduğunu belirten Belgin, genetik özelliklerin, çevresel sebeplerin ve sağlık sistemindeki gelişmelerin tüm bu sayı ve oranları etkilediğine dikkat çekti. Akraba evliliklerinin işitme ve konuşma bozukluklarında genetik faktör olarak karşımıza çıktığını ve hasta sayısını artırdığını anlatan Belgin, sosyal çevrede bunlara dikkat edilmesiyle bu hastalıkların önüne geçilmesinin mümkün olduğunu vurguladı. Erken tanı, erken rehabilitasyon ve erken muayenenin işitme ve konuşma bozukluklarının tedavisindeki önemini anlatan Belgin, multidisipliner bir anlayışla hastalığın üzerine gidilmesinin ve teknolojik imkanların kullanılmasının hastalığın tedavisinde kritik önemde olduğunu belirterek konuşmasını sonlandırdı.

Şahlı: “İşitme Kaybıyla Doğan Bebeklerde 0-6 Ay Arası Erken Tanı Kritik”

Hacettepe Üniversitesi İşitme-Konuşma Eğitim Ünitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşe Sanem Şahlı ise konuşmasında işitme kaybıyla doğan bebekler için odyometrik tedavide erken tanının 0-6 ay arası olduğunu söyledi. İşitme kaybının çocuklar üzerinde birçok olumsuz etkisinin olduğunu anlatan Şahlı, bu şekilde doğan bebeklerde temel problemin dinleme güçlüğü olduğunu, eğer problem çözülemezse seconder (ikincil) problemlerinde beraberinde geliştiğini belirtti. Pandemi sürecinde özel öğretim okullarının kapanmasının öğrencilerde ve ailelerinde ciddi stresler oluşturduğuna dikkat çeken Şahlı, korku, kaygı ve anksiyetenin bu dönemde arttığını vurguladı. Okul öncesi kurumların işitme ve konuşma bozukluklarının fark edilmesinde önemli yeri olduğunu söyleyen Şahlı, ailelerin bu konuda bilinçlendirilmesi ve yönlendirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.