ÜNİVERSİTEMİZ VE DE, “ATIN BİLE SAHİBİNE GÖRE KİŞNEMESİ”
Rektör Belirlenmesine Az Bir Zaman Kala,
ÜNİVERSİTEMİZ VE DE, “ATIN BİLE SAHİBİNE GÖRE KİŞNEMESİ”
Üniversitemizde “rektör belirleme” süreci fiilen başlamış olup yapılan başvurular bu hafta içinde YÖK tarafından duyurulacaktır ve aldığımız bilgilere göre de sayı bir hayli kalabalıktır
Rektör, üniversitenin idaresi, gelişimi ve kent ile uyumunda en öneli bir unsurdur. Ahi Evran Üniversitesi kuruluşundan bu yana üç rektör tarafından yönetilmiş ve her rektör bir dönem görev yapmıştır. Şimdi mevcut rektörün görev süresi bittiğinden, yeni atama Mayıs ayı içinde yapılacaktır.
Kırşehirgelişi güzel bir yerleşim yeri değildir. Bulunduğu coğrafya ve tarihi geçmişi ile birçok değeri bir arada taşımaktadır. Kent tarihinin bugüne getirdiği en önemli misyon ‘’Kültür ve Tarih Kenti’’olarak öne çıkmıştır. Kırşehir’in bu misyonunu gerçekleştirecek en önemli unsurlarından biride üniversite olacaktır.
Kırşehir’imiz; bu tarihi misyonunu öne çıkaracak ve gerçekleştirecek aktiviteleri hala yerine getirememiştir.
Kırşehir son on yılda yüzde kırk bir nüfus artışı ile bugün yüz kırk bini aşan bir nüfus potansiyeline sahip olurken, bu artışa paralel olarak, şehir planlaması ile üniversite planlamasını maalesef yerli yerince yaptığımız söylenemez.
ÜNİVERSİTEMİZİ SARMALAYAN ÇEVRE YOLUMUZUN BİR TÜRLÜ GERÇEKLEŞMEMESİ; HEM BİR BÜTÜN OLARAK ŞEHRİMİZİ, HEM DE ÜNİVERSİTEMİZİN GELİŞİMİNİ ENGELLEMİŞTİR.
Kent merkezinin yoğunlaşan insan ve araç kalabalığına rağmen, üniversite yerleşke alanına yönelik herhangi bir yönelmenin olmaması ne açıdır ki kent olarak en zayıf alanımızdır.
Üniversite yakınında yapılan kentsel dönüşümün henüz tamamlanmamış tamamlananları da,siyaseten atanan “TOKİ Emlak Yönetimi” eliyle, çevre düzeni ve yeşil dokusu yönüyle son derece bakımsız bırakılıp adeta “Tokikondu” görüntüsü yaratılmıştır..
Dahası şehirden geçen karayolu ağının “güvenli karayolu ağı” içinde çıkartılırken, üniversitemizi sarmalayan “çevre yolu”muzun bir türlü gerçekleşmemesi hem bir bütün olarak şehrimizi hem de üniversitemizin gelişimini engellemiştir.
KIRŞEHİR GİBİ “GÜVENLİKLİ KARAYOLU AĞI İÇİNDE OLMAYAN” BİR BAŞKA VİLAYET YOKTUR
Kırşehir gibi “güvenlikli karayolu ağı içinde olmayan” bir başka vilayet yoktur. Bu hem kentin ayıbı hem de siyasilerin ayıbıdır. Nasıl bir karayollarından sorumlu Bakanlıktır ki şehir içinden geçen karayolunu siyasal baskılarla karayolu güvenlik ağından 3-5 benzinliği kurtarmak adına belediye yoluna çevirir. Haydi çevirdin, bir başka alternatif güvenli karayolunu yani çevre yolunu devreye koymadan bu işi yapar.
YÜKSELEN “İKİ CEMAAT ÖĞRENCİ YURDU”NDAN GAYRİ, HİÇ BİR ÖZEL YURT YATIRIMI VE TİCARİ YA DA SOSYAL DONATI EMARESİ YOK.
Düşününki üniversiteyi çevreleyen mahalle bağlantıları yolları ve görünüm tam bir görsel kirlilikle çevrili, etrafında yükselen “iki cemaat öğrenci yurdu”ndan gayri hiçbir özel yurt yatırımı ve ticari ya da sosyal donatı emaresi yok.
Bu “cemaat yurtlarını konuşlandıranlarında; üniversite yönetim kadroları dâhiline alındıkları” da tüm şehrin malumu…
Yerleşkenin on yıla yakın bulunduğu alanda en ufak kişisel ihtiyaçların dahi karşılanacağı ticari alanlar ne acıdır ki yok.
Öğrencilerin yaya olarak kent merkezine yöneldiklerinde güvenliği yetersiz yol, kaldırım, sosyal alanlar kentimiz açısında ciddi bir zaaf teşkil etmektedir.
Gelinen noktada kentin beklentilerini karşılayacak ve misyonun gerçekleştirecek ve kenti daha ileri taşıyacak en önemli araçlardan biri olan üniversite ve buna bağlı olarak gerek kent kültürünün gelişimi ve değişimi, gerekse öğrencilerin ekonomiye sağlayacağı katkılar sağlanamamıştır.
Üniversiteye bağlı gelişen ve değişen çok sayıda illerin olduğunu göz önüne alırsak, Kırşehir’in son on yılı nasıl kaybettiği daha iyi anlaşılacaktır.
‘’KENT-ÜNİVERSİTE STRATEJİK PLANI’’
Petlas’tan başka istihdam ve ekonomik değer sağlayan sanayi tesislerinin çok az olduğu kentte, üniversite gerek çalışan sayısı gerekse öğrenci sayısı ile bu kentin en önemli markalarından biri olduğu gerçeği yeterince kavranamamıştır.
Bu konu geniş bir perspektif içinde Kırşehir yeni seçilen yerel yönetimi ve kamu idaresi tarafından yeniden bir değerlendirmeye tabı tutulmalıdır. Valimizin liderliği ile Belediye, Üniversite, Ticaret Ve Sanayi Odası, Esnaf Ve Sanatkarlar Odası başta olmak üzere tüm STK’lar,Petlas ve diğer sanayi işletmeleri,kamu kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarının katılımı ile ‘’Kent-Üniversite Stratejik Planı’’ oluşturulmalı ve bu plana sahip çıkarak istenilen hedeflere yönelik planlı bir çalışma derhal başlatılmalıdır.
Üniversitekentin en önemli değerlerlerinden biri olduğu gerçeği bu kent tarafından bilinmeli ve kabul edilmelidir. Kuruluşundan bu yana on iki yıl geçen Ahi Evran Üniversitesi, yerleşkenin oluşması, binaların yapılması, artan personel ve öğrenci sayısı ile aynı tarihte kurulan birçok üniversiteyi geride bırakmıştır. Kent yönetimi ve rektör uyumsuzlukları, yerleşkenin yanlış yere konumlandırılması gibi çok önemli zaaflara rağmen üniversitenin geldiği yer önemsenmeli ve buna yönelik çalışmaların yapılması gerekmektedir. Yerleşke alanının yanlışlığı, yanlış bölümlerin açılması, yeterli insan kaynağının sağlanamaması ve kentin gereksinimlerine uygun (Veterinerlik Fakültesi, Hayvan Hastanesi ve Araştırma Merkezi gibi) bölümlerin açılmaması gibi yanlış yapılan tercihlerin bugün ortak akılla yeniden düzeltilmesi gerekmektedir.
REKTÖR, ÜNİVERSİTENİN İDARESİ, GELİŞİMİ VE KENT İLE UYUMUNDA EN ÖNELİ BİR UNSURDUR
Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi açılan bölüm sayısı, çalışan sayısı ve öğrenci sayısı ile güçlü bir üniversite olarak değerlendirilmelidir. Yirmi bine yakın öğrenci sayısı ve bin beş yüze yakın çalışan sayısı ile yönetim anlamında birikim, yetenek ve ciddiyet istenilen bir kurum olduğu da hiçbir zaman akıldan çıkarılmamalıdır..
. Yerel yönetim ve siyasiler ile sürekli sorunlar yaşandığı ve bu sorunların üniversitenin yönetimi ve gelişimine zarar verdiğini yaşayarak gördük. Halen görev yapan rektörün ise Kırşehir’i tanımaması ve yerel yönetim ile siyasiler ile sorun yaşaması sonucu olarak, üniversitenin gelişimine olumsuz etkileri olduğu artık saklanabilir bir durum olmaktan çıkmıştır.
Nedenleri ne olursa olsun, üniversiteye olumsuz katkı sağlayan bu sorunların yaşanması, rektör seçimlerinin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
.”İLLA DA KIRŞEHİRLİ OLSUN DA TAŞTAN OLSUN”DENMEZ ELBETTE… AMA UNUTMAYALIM DONANIMLI AKADEMİSYENLERİMİZ YÖNÜYLE KİMSELERDEN EKSİĞİMİZ DE YOKTUR.
Kentin tarihi birikimi ve geleceğine yönelik en önemli unsuru olan üniversitenin, rektörlerin kenti tanımaması ve kent yönetimi ile uyum sağlayamamasının sonuçları gerek kentin gerekse üniversitenin gelişimini etkilemektedir
Hem bu kenti bilen, hatta Kırşehirli olan ve yetkinliği ve donanımı üst düzeyde genç dinamik bir rektör seçimin tercih edilmesi kaçınılmaz bir gerçek olduğu gibi rektörden beklenen de politik dengeler içinde konumunu korumak uğraşı hiç değildir.
”İlla da Kırşehirli olsun da taştan olsun”denmez elbette…
Ama unutmayalım Kırşehir’imizin eğitimde Türkiye çapındaki başarısı hiçbir şekilde tesadüfî olmadığı gibi donanımlı akademisyenlerimiz yönüyle kimselerden eksiğimiz de yoktur.
ODALARIMIZ VE STK’LAR GÖRÜŞLERİNİ SUNMALIDIR
Sayın Cumhurbaşkanımız bu belirleme sürecinde şüphesiz ki bu sistem içinde tayın edicidir. Ancak bir üniversitenin konuşlandığı vilayetin rektörünün belirlenmesi noktasında o kentin sivil dokusunun bu konuda ne düşündüğünü de mutlak önemseyecektir. Toplumsal karşılık bulmayan belirlemelerin, bu kentte karşılık bulmamasının sonuçları yönüyle de bir muhasebesi olduğu da aşikârdır.
Siyaseten ”Etkin odakları”, “kişisel” olarak memnun etmekle,“toplumsal memnuniyet” oluşturmak arasındaki uçurumun, halk tercihlerindeki karşılığının “sınanmış” sonuçları ortadır.
Bu yönüyle de bakıldığında tercihlerinde kentin ve üniversitenin ileri gitmesini ateşleyecek etrafında pozitif bir çekim merkezi oluşturacak “liyakat sahibi bir rektör” seçimi “siyaseten adam belirlemekten” çok daha önemli olsa gerek.
Sonuçta dikkate alınır ya da alınmaz ama kentin odalar başta olmak üzere sivil toplum kuruluşları da rektör adaylar üzerinde görüş ve düşüncelerinde mutlaka olabildiğince bir ortak açı yakalamak ve bunu sunmak gibi bir tarihsel görevle de karşı karşıyadır.
İSABETLİ BİR REKTÖR SEÇİMİ ŞEHRİN GELECEĞİ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ…
Ahi Evran Üniversitesinin üstelendiği misyon ve buna bağlı sorumluluğunu taşıyan bir rektör seçimi ve bu rektörün kentin diğer yönetim unsurları ile uyumunun, üniversiteyi daha ileriye götürürken, şehri de ileriye taşıyacaktır.
Küresel rekabetin, kentler ve üniversiteler rekabetine kadar indiği bu zamanda isabetli bir rektör seçimi ile Kırşehir’in eğitim, hayvancılık, tarım ve jeotermal alanlarında rekabet edecek yetkinliğe sahip olması da ancak böyle sağlanabilir.
KENDİ DONANIMLI EVLATLARIMIZA SAHİP ÇIKALIM
Sonuçta Sayın Cumhurbaşkanımızca kabul görür ya da görmez ama bu şehrin oda ve STK’ları ile birlikte komple sivil dokusu rektör belirleme sürecini önemsemeli kendi donanımlı evlatlarına sahip çıkmalıdır.
Unutmayın; At Bile Sahibine Göre Kişner!
Adnan Yılmaz
Comments
BENZER HABERLER
YORUM BIRAK
YORUMLAR
Hiç yorum yapılmamış.